Altının zirve yolculuğu sürüyor

Altın, 2023 yılı başından beri yatırımcısına yüzde 50’nin üzerinde bir kazanç sağladı. İç ve dış piyasalardaki dalgalı seyir nedeniyle yıl sonuna kadar gram altında 2 bin TL’yi dolarda ise 30 TL’nin üstünü görmek olası gibi gözüküyor.

Altının zirve yolculuğu sürüyor

ÇAĞLAR DOĞU

2023 yılının ilk yarısını geride bıraktık. Altın ve para piyasalarına kuşbakışı bakıldığında iç piyasa ve dünyada çok farklı iki fotoğraf karşımıza çıkıyor. Ekonomi aktörleri, iki tarafta da politikalarını uygularken enflasyonla mücadele ettiklerini söylüyor. Dünya ülkeleri FED öncülüğünde pandeminin yan etkisi olarak ortaya çıkan enflasyon canavarını alt etmek için faiz silahını çekti. Türkiye’de ise Merkez Bankası ve ekonominin oyun kurucuları, faizi yükseltme yerine faiz indirme yöntemini seçti. Bu kapsamda, Amerikan Merkez Bankası FED ve Avrupa’nın çeşitli merkez bankaları benzer hamlelerle Mart 2022’den beri faiz artırımına gidiyor. FED, geçtiğimiz mayıs ayında faizi son 16 yılın en yüksek seviyesine çıkardı. FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC), haziran toplantısında ise enflasyona yönelik alınan tedbirler meyvesini vermeye başlayınca beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde 5-.5.25 aralığında sabit tuttu. Son açıklanan ABD enflasyon verisi de Batı cephesinde şimdilik işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. Haziran ayında da enflasyon beklentilerin altında kaldı ve 12 aydır gerileme sürüyor. ABD enflasyon verisinin beklentilerin altında gelmesi ile FED’in bu yıl sonuna kadar iki değil, sadece bir faiz artışıyla yetinebileceği daha yüksek sesle konuşuluyor. Enflasyondaki düşüş trendiyle ons altın ve gümüşte yine zirve rakamlar görüldü. Yurt içinde doların da desteğiyle gram altın yeni rekorlar kırdı. 

İç piyasaya baktığımızda ise çok farklı bir senaryo ile karşıya karşıyayız uzun süredir… Uzun bir süredir faiz düşürüldükçe hortlayan, yükselen bir enflasyonla yaşıyoruz. Bu yıl içerisinde millet olarak karşı karşıya kaldığımız depremler, sel felaketleri ve seçim gündemi, ekonomide de dengeleri sarstı. Özellikle seçim öncesi alınan bazı tedbirler, kuyumculuk sektöründe ihracatçı firmalarımızı oldukça zorladı. Altına getirilen ithalat yasağı nedeniyle üretimde ihtiyacı olan madeni iç pazarda dünya fiyatlarının çok üzerinde temin eden ihracatçı firmaları, bu fiyat farklılığını müşterilerine anlatmakta oldukça zorlandı. Bu süreçte, ihracatçı firmaları, müşteri kaybına uğradı. Atıl kapasite ile çalışmak zorunda kaldı. Ne yazık ki bu durum, 30 yılı aşkın bir süredir 160’a yakın ülkeye ihracat yaparak iddiasını başarıyla sürdüren Türk kuyumculuk sektörünün dünyadaki imajını negatif yönde etkiledi.

Seçim öncesinde piyasadaki belirsizlikler nedeniyle vatandaşlarımız, yatırımlık olarak tabir edilen sarrafiye ürünleri (Darphane) ve gram altınlara yoğun ilgi gösterdi. Darphane, sadece geçtiğimiz mayıs ayı içerisinde 16 milyonu aşkın altın bastı. Kamuoyunda, her ne kadar kuyumculuk sektörü denilince akla hemen Darphane ürünleri olan sarrafiye ürünler ve gram altınları gelse de yatırımlık altınların sektördeki payı oldukça düşük. Yatırımcı talebi, sektörü nispeten hareketlendirse de iç ve dış piyasada yıllık 20 milyar dolarlık bir hacme ulaşan sektörün aktörleri, daha çok düğün sezonundan azami fayda sağlamak ve ihracattaki başarılarını yeniden sürdürmeye odaklamış gözüküyor.



28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri tamamlandı. Ekonomi ve Merkez Bankası Yönetimi’ne yeni isimler getirildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçtiğimiz haziran ayında Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında tam 2 yıl 3 ay sonra faiz artırma kararı aldı. Toplantının karar metninde ise ekonomide birinci önceliğin ‘Enflasyonla mücadele’  vurgusu yer aldı. Peki, 27 ay sonra gelen faiz artırımına piyasa nasıl tepki verdi? Döviz yönünü yukarı çevirdi, TL değer kaybetti. Yurt içinde gram altın fiyatları zirve rakamlara çıktı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve MB’nin yeni yönetimi, yeni dönem için piyasaya güven veren mesajlar veriyor ve yabancı yatırımcıların ülkeye çekilmesi için yurt dışı temaslarını yoğunlaştırdı. Para politikasındaki bu değişiklik meyvesini verir mi önümüzdeki süreçte yaşayıp göreceğiz. Genel seçimlerin ardından piyasada belirsizlikler ortadan kalktı ve yeni ekonomi yönetiminin eli güçlendi kuşkusuz. Ancak, unutulmamalı ki 2024 Mart ayında da yerel seçimler bizi bekliyor.


Dünyada enflasyon ile ilgili verilerin pozitif gelmesiyle FED’in faiz artışı politikasında sona yaklaştığı düşüncesi ve yurt içi piyasasındaki gelişmeler, altının yükselişini destekliyor. Bu reel gelişmelere, Dünya Altın Konseyi (WGC) raporları da katkı sunuyor. WGC'nin son raporunda, “Bu ortamda, altının yılın ilk yarısındaki pozitif getirilerini takiben, daha zayıf dolar ve tahvil getirilerinin de etkisiyle destekleyici bir görünüm sergilemeye devam etmesini bekliyoruz.” ifadesine yer verildi. Konseyin raporunda ayrıca “Ekonomik koşulların kötüleşmesi halinde altın daha güçlü bir yatırım talebi ile karşılaşacaktır. Tam tersine (ekonomide) yumuşak bir iniş ya da daha sıkı bir para politikası (altında) yatırımların azalmasına yol açabilir.” değerlendirmesi yapıldı.

Altın, 2023 yılı başından beri yatırımcısına yüzde 50’nin üzerinde bir kazanç sağladı. İç ve dış piyasalardaki dalgalı seyir nedeniyle yıl sonuna kadar gram altında 2 bin TL’yi dolarda ise 30 TL’nin üstünü görmek olası gibi gözüküyor.