Narin Güran cinayeti davası bugün Diyarbakır'da başlıyor

Narin Güran cinayeti davası bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlıyor. Davada birçoğu akrabaları olmak üzere 12 kişi tutuklandı.

Narin Güran cinayeti davası bugün Diyarbakır'da başlıyor

Narin Güran cinayeti davası bugün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlıyor. Davada birçoğu akrabaları olmak üzere 12 kişi tutuklandı.

Narin’in annesi Yüksel, ağabeyi Enes Güran amcası Salim Güran ile cesedi dere yatağına gömen Nevzat Bahtiyar "iştirak halinde çocuğu kasten öldürmek" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacaklar.

İlk duruşmaya katılımın ve ilginin yüksek olması bekleniyor.

Yüksel ve Enes Güran’ı sekiz avukat, Salim Güran’ı bir avukat savunacak. Nevzat Bahtiyar için ise zorunlu müdafi atandı.

Mahkeme salonu, adliye binasının en büyük salonu. 300 kişilik bu salonda daha önce de kamuoyunun yakından takip ettiği Tahir Elçi davası ve KCK davaları görülmüştü.

Yüzlerce belge ve tutanağın yer aldığı dava dosyası 10 klasörden oluşuyor.

21 Ağustos’ta Tavşantepe köyünde kaybolan Narin Güran’ın cesedi, 19 gün sonra bir çuvalın içinde köye yakın Eğertutmaz deresi yatağına gömülmüş halde bulunmuştu.

Adli Tıp Kurumu raporuna göre Narin, kaybolduğu gün boğularak öldürüldü.

Zanlılardan Nevzat Bahtiyar, jandarmada verdiği ifadede köyün muhtarı amca Salim Güran’ın talimatıyla para karşılığı cesedi gömdüğünü söylemişti. Bahtiyar daha sonra savcılıkta ifadesini değiştirdi ve muhtarın tehditleriyle bunu yapmak zorunda kaldığını öne sürdü.

İddianamede neler var?

14 sayfalık iddianamede, Narin’i kimin, neden öldürdüğüne dair bir itiraf beyanı ya da somut bir delil bulunmuyor. Buna karşılık, akrabaların "çelişkili ifadeleri, şüpheli tavırları, sergiledikleri tutarsız davranışlar" iddianamenin temel dayanaklarından.

Olayla ilgili 250 kişinin ifadesi alındı. Savcının, birçok akrabanın çelişkili beyan vermesi üzerine olayın kayıp çocuk vakası olmadığına kanaat getirdiği, "aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet" olabileceğinden şüphelendiği ve soruşturmanın seyrini bu şekilde değiştirdiği belirtiliyor.

Arama çalışmalarını etkilemek amacıyla, ailenin "24 Ağustos'ta köyde bir yangın çıkardığı, ilk günden itibaren şüpheli davranan muhtar Salim Güran’ın tüm aileyi yönlendirdiği" iddia ediliyor.

Narin’in, amcasının evine gitmek üzere kendi evinden ayrıldıktan sonra kaybolduğu anlatılmıştı. O amcanın eşi olan yengesi, Narin’in saat 14.00 sularında kapıya gelip kızıyla konuştuğunu, kaybolduğu anlaşılınca Salim Güran’ın, Narin’in 17.40 sularında geldiğini söylemeleri konusunda telkinlerde bulunduğunu anlattı.

Anne Yüksel Güran hakkında da ''Henüz Narin Güran’ın bulunamamış̧ olmasına rağmen kızının öldüğünden adeta emin olduğu, kızının durumuna üzülmekle birlikte oğlu Enes Güran’ı koruma çabası içinde olduğu…" şeklinde bir yorum yapılıyor.

İddianamede "Narin’in cesedinin bulunduğu gün, evlerinin önünde kadınlar arasında bir tartışma yaşandığı, M.G. adındaki kadının, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a hitaben 'Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın' diye bağırdığı; iki kadının Yüksel Güran’a 'Doğruyu konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi’ diyerek birinin ona küfrettiği" yazılıyor.

Nevzat Bahtiyar, Narin’in amcası Salim tarafından öldürüldüğünü iddia ediyor. Güran'ın kendisini tehdit ettiği için Narin’in cesedini "ortadan kaldırmayı" kabul ettiğini öne sürüyor.

Daha önce cesedi Salim'in arabasından aldığını söyleyen Nevzat Bahtiyar, 21 Eylül'de ifade değiştirdi ve Narin'in cesedini, ailesine ait evde, yerde yatar vaziyette gördüğünü anlatıyor:

''Salim Güran bana 'Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm, artık sen de benim suç ortağımsın, bu olaya tanık oldun, dolayısıyla bunu yok edeceksin, yoksa senin oğlunu, gittiği futbol okulundan aldırırım ve kafasına sıktırırım, bunu yok et ve sonrasında da 200.000 TL para veririm' şeklinde konuştu. Narin Güran’ı, Salim Güran ile birlikte bir battaniyenin arasına bıraktık."

Bahtiyar, cesedi torbaya koyarken Narin'in sağ kulağının arkasına ip izine benzeyen izler gördüğünü söyledi.

Bu iddialara karşı çıkan Salim Güran, olay günü Nevzat Bahtiyar’ı hiç görmediğini, olayın yaşandığı gün ve saatlere ait WhatsApp yazışmalarını da, seks işçileriyle yaptığı görüşmeler olduğu için sildiğini öne sürüyor.

HTS kayıtlarına göre dördü de aynı saatlerde Narin’in ailesinin evinde

Savcılık, HTS kayıtlarından (adli soruşturmada kişilerin telefonlarıyla yaptıkları görüşmelerin ve sinyal kayıtlarının incelenmesi) yola çıkarak Nevzat Bahtiyar, Salim, Yüksel ve Enes Güran’ın olay günü birlikte aynı yerde olduklarını ve birlikte hareket ettiklerini savunuyor.

Bu kayıtlara göre Salim Güran, 14.52 ile 16.10’a kadar Arif Güran’ın ikametindeydi. Aynı gece telefon sinyalleri saat 22.47 sularında da Narin’in cesedinin gömüldüğü yerden alındı. Anne Yüksel Güran ve ağabey Enes Güran’ın telefonları da aynı dakikalarda aynı evden sinyal verdi.

Salim Güran inkar etse de, iddianamede yer alan HTS kayıt bilgilerine göre Nevzat Bahtiyar 15.18’de Salim Güran’ı telefonla arayıp 42 saniye görüştü.

Daha sonra Bahtiyar, 15.26’da Arif Güran’ın evinin önüne gitti ve 15.27’den, 15.38’e kadar evin içinde kaldı. 16.00’da Narin’in cesedinin bulunduğu yere geçti ve 35 dakika sonra köye döndü.

Narin'in babası Arif Güran, HTS kayıtlarının kesin kanıt olmadığını savunuyor

Milliyet gazetesine konuşan baba Arif Güran, HTS kayıtlarının nokta atış yapmadığını ve sırf bu kayıtlara dayanarak "bunlar cinayeti işledi" demenin doğru olmadığını savundu.

Arif Güran, duruşmadan bir gün önce de gazeteci Rojda Altıntaş’a da konuşarak evinin 700 metre ilerisinde bulunan kamera görüntülerinin iddianameye konmadığını öne sürüyor ve soruşturmanın eksik yürütüldüğünü savunuyor. Baba Güran, somut delil olduğunu savunduğu bu kayıtların dosyaya konulmaması halinde meclis önünde açlık grevine başlayacağını da söylüyor.

Diyarbakır Barosu da davada müdahil olacak.

Narin'in cenazesinin teslim edildiği abisi Baran Güran, cinayetin aydınlatılması için Diyarbakır Barosu’na vekâlet vermişti.

Kısa bir süre önce vekâletini geri çeken Baran Güran, sürecin en başından itibaren olayı yakından takip eden Diyarbakır Barosu eski başkanı Nahit Eren’in, katıldığı bir programda yaptığı açıklamaları taraflı bulduğunu ileri sürdü.

Kaynak: BBC Türkçe, AA