Paramı nasıl değerlendireyim?
"Enflasyon artsa bile kur takılmış kalmış, hareket etmiyor. Borsa desem, herkesin yapabileceği bir şey değil. Fon desem ‘a’sı var ‘b’si var. Altın desem, benim düşüncemi sormasına gerek yok! Aslında bunların hepsini ayrı ayrı önerebilirim. Ama..."
Dünya Gazetesi'nden Levent Akbay bugünkü köşe yazısında küçük tasarruf sahiplerinin "paramı ne yapayım?" sorusunu cevaplıyor. Akbay, tasarruf sahiplerine "biraz daha beklemelerini" öneriyor.
Yazıdan satır başları şöyle:
Bir yakınım bana soruyor; paramı ne yapayım? Param dediğine bakmayın, yeni emekli oldu. EYT’li 7500’lüklerden. Bir yandan da çalışıyor. Tasarruf etmek, ayrıca biriktirmek istiyor.
Bunu özellikle söylüyorum çünkü yüksek enflasyon döneminde tasarruf ettiğini, alım gücünü koruyacak şekilde biriktirmek ayrı bir maharet. Döviz desem hem dolarizasyonu teşvik etmiş olacağım, hem 27’ye takılmış bir dolar kuru var.
Enflasyon artsa bile kur takılmış kalmış, hareket etmiyor. Borsa desem, herkesin yapabileceği bir şey değil. Fon desem ‘a’sı var ‘b’si var. Altın desem, benim düşüncemi sormasına gerek yok! Aslında bunların hepsini ayrı ayrı önerebilirim. Ama sadece”- Bankada tut, mevduat faizi ile idare et” diyemem. Çünkü enflasyon yükselişte, mevduat faizi düşüşte...
Hakikaten çok garip. Paranızı alıp, birkaç kapıya satanların, ‘paranızı bana getirmeyin’ anlamında, size vereceği miktarı düşürmeye çalışması anlaşılır gibi değil. Bugün 47’lerde olan enflasyon , yıl sonunda 58’lerde olacakmış. Mevduat faizi ise bir nedenle 40’lardan 30’a kadar indi. 40 mevcut enflasyondan küçüktü, 30 daha küçük.
Bankacılık sisteminin TL’ye ihtiyacının olmaması ayrı bir tartışma konusu. Ama ‘paramı nereye yatırayım’a yanıt arayan birisi olarak bu koşullarda yakınıma “Paranı mevduatta tut” diyemem, bırakın birikmeyi, enflasyonun düşüşe geçeceği 2024’ün ortasına kadar erir gider. Neden böyle oldu? Merkez Bankası mevduatlardaki menkul kıymet tesis uygulamasındaki değişiklikle mevduat faizinin 12 puan kadar düşmesini yolunu neden açtı?
Merkez Bankası bunu “Sürece mevduatlardan başlamamızın nedeni bankacılık sektörünün en bağlayıcı kısıtı durumunda olması ve piyasaların işlevselliğini ve fiyat davranışlarını olumsuz etkilemesidir. Böylelikle, makroihtiyati çerçevedeki sadeleşme süreci, faiz artırımının yanı sıra, politika faizinin etkinliğini dengeli bir şekilde artırmıştır. Menkul kıymet uygulamasında sadeleştirme kararımızla birlikte politika faizimiz yükselirken mevduat faizleri geriledi. Mevduat faizleri enflasyon beklentileriyle daha uyumlu seviyelere geldi.” şeklinde açıkladı. Yani mevduat faizi ile enflasyon değil, enflasyon beklentileri arasındaki ‘uyum’ faizleri artırarak değil, faizi düşürerek sağlandı! Muhtemelen bankaların maliyetleri de düştü. Anlaşıldığı kadarıyla TL ihtiyaçları da azaldı. Faiz düşüşü nedeniyle dolarizasyonun artmaması için ‘miktarsal sıkılaştırma’ adımları atılmaya başlandı ve zorunlu karşılıklar yoluyla sistemde biriken fazla likidite çekilmeye başlandı.
Tamam bankaların bir ‘kısıtı’ ortadan kaldırıldı, enflasyonla mevduat faizleri arasındaki uyum ‘yukarıda’ değil ‘aşağıda’ sağlandı, dolarizasyonun da önü kesildi. Peki yakınım parasını ne yapacak? Çünkü faiz bugün düştü, enflasyon ise gelecekte düşecek. Model enflasyona karşı parasını korumak isteyenler açısından enflasyon düşene kadar çalışmayacak. Onun da yanıtı hazır: Önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Biraz daha beklemekte yarar var
Bunlar TL cinsinden sermaye piyasası kökenli tasarruf araçları olacak. Bu araçlar tasarruf ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra sermaye piyasalarının derinleşmesini de sağlayacak. Bu durumda yakınım dahil parasını enflasyona ezdirmeyecek olanların biraz daha beklemesinde yarar var. Tabii ki sermaye piyasası kökenli yeni tasarruf araçları, TL mevduata alternatif olacaksa, herhalde enflasyonun üzerinde gelir sağlayacak ve herhalde sıradan insanlar için ‘riski düşük’ ve ‘güvenli’ olacak. O nedenle biraz daha sabır!