“Türk Dilinin İlk Sözlüğü” 951 yaşında

VakıfBank Kültür Yayınları, Türk dilinin en değerli eserlerinden “Dîvânu Lugâti’t-Türk”ü yeniden okurlarıyla buluşturuyor. Türklerin yaşadığı yerleri gösteren ilk Türk dünyası haritasının da yer verildiği eserde, 800 civarında kelime deyimler, atasözleri ve şiirlerden örneklerle ve Arapça çevirileriyle paylaşılıyor.

“Türk Dilinin İlk Sözlüğü” 951 yaşında

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) dilbilimci, etnograf ve Türkolog Kâşgarlı Mahmud’un “Dîvânu Lugâti’t-Türk: Türk Dilinin İlk Sözlüğü” eserini yayımladı. 11’inci yüzyılda Türklerin yaşadığı şehirleri gezerek karşılaştığı lehçeleri detaylı bir şekilde öğrenen Kâşgarlı Mahmud, öğrendiği kelimeleri ve atasözlerini karşılaştırmalı olarak bir sözlük altında topladı. Türkçenin kültürel derinliğinin en ince ayrıntısına kadar ortaya koyulduğu eser, bugüne kadar yapılan çevirilerden farklı olarak Kaşgarlı Mahmud’un belirlediği sıra yerine, Türk alfabesindeki sıraya göre hazırlandı. Kaşgarlı Mahmud tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçe’nin Arapça kadar zengin bir dil olduğunu göstermek amacıyla yazılan kitap, Mustafa Ç. Kaçalin tarafından Türkçeye kazandırıldı. Türklerin yaşadığı yerleri gösteren ilk Türk dünyası haritasının da yer verildiği eserde, 800 civarında kelime deyimler, atasözleri ve şiirlerden örneklerle ve Arapça çevirileriyle paylaşılıyor.

Türk dilinin ilk sözlüğü 951 yaşında

Kaşgarlı Mahmud’un 1072’de yazmaya başlayıp 1077’de tamamladığı sözlük, Türkçenin gelmiş geçmiş en önemli referans kaynağı olarak biliniyor. Türk kültürünün 

tarihinin, coğrafyasının, edebiyatının, mitolojisinin, yaşayışının ve düşünce mirasının evrensel boyutta kaleme alındığı Dîvânu Lugâti’t-Türk, aynı zamanda döneminin tıbbı ve tedavi usulleri hakkında da okurları aydınlatan ansiklopedik bir eser niteliği taşıyor. 

 

Kitaptan

“0432 ergüz: ergüz sūw “İlkbahar başlarında karların ve buzların erimesiyle (ẕuwāba) oluşan su.”

Şu dörtlükte geçer:

yāy yarupan ergüzi

aḳtı aḳın munduzı

tuġdı yaruḳ yulduzı

tıŋla sȫzüm külgüsüz

 

“Bahar sabahı parlayınca eriyen sular ve coşkun seller

(ẕawāba) aktı ve parlak yıldız doğdu. Hayret edilecek

sözümü gülmeden dinle.”