Bakan Tunç'tan 'İnfaz Yasası' açıklaması: İyi hâl indirimini gözden geçireceğiz
Bakan Tunç "Kasten öldürme ve yaralama suçlarında özellikle denetimli serbestlik uygulamalarının toplumda eleştiriye neden olduğunu görüyoruz. Tüm bu toplumdan gelen eleştirileri dikkate almak durumundayız. Özellikle toplumu suçtan korumalıyız" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İnfaz Yasası'nın tartışmalı düzenlemeleriyle ilgili, "Hem hukukçularımız, hem akademisyenlerimiz, uygulayıcımız ve milletvekillerimizle iyi hâl indirimin devam edip etmeyeceği özellikle konusunu görüşeceğiz. Cezalarda alt ve üst sınır var. Hakim dosyaya göre sınırlar arasında karar veriyor. Bir de iyi hâl indirimi olduğunda bazı suçlar bakımından özellikle kamuoyunun tepkisiyle karşı karşıya geliyoruz. Bunu tekrar gözden geçirmek gerekir" dedi.
İstanbul'da İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in Semih Çelik tarafından vahşice katledilmesi ve Tekirdağ'da 2 yaşındaki Sıla bebeğin cinsel istismar ve şiddet sonucu 30 gün tedavi gördükten sonra hayatını kaybetmesi sonrası, şiddet ve cinayet faillerine verilen 'iyi hal indirimi' ile tartılmalı İnfaz Yasası yeniden gündeme geldi.
Yaşanan olaylar toplumda "Daha kaç kadın; çocuk katledilecek?" tepkilerne neden olurken, AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da İnfaz Yasası'na değindi.
"Tepkiyle karşı karşıya kalıyoruz"
Tunç'un konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Hem hukukçularımız, hem akademisyenlerimiz, uygulayıcımız ve milletvekillerimizle iyi hal indirimin devam edip etmeyeceği özellikle konusunu görüşeceğiz. Cezalarda alt ve üst sınır var. Hakim dosyaya göre sınırlar arasında karar veriyor. Bir de iyi hal indirimi olduğunda bazı suçlar bakımından özellikle kamuoyunun tepkisiyle karşı karşıya geliyoruz. Bunu tekrar gözden geçirmek gerekir.
"Denetimli serbestlikte eleştiriler alıyoruz"
Bazı suçlar bakımından denetimli serbestlik uygulanır mı, uygulanmaz mı, ceza hukukçularımızla konuşmamız gerekir. Kasten öldürme, kasten yaralama konusunda özellikle denetimli serbestlik uygulamaların toplumda eleştiriler olduğunu görüyoruz. Bunları dikkate almalıyız. Toplumu suçtan korumalıyız. Ceza hukukunun ve adaletinin amacı toplumu suçtan korumaktır.
"Serbest kaldıktan sonra görüntülerin ortaya çıkması toplumu rahatsız ediyor"
Bu anlamda hem suçun işlenmesini önleyici tedbirler, asıl önemli husus budur. Eğitim çalışmaları ve ailelere dönük bilgilendirme çalışmaları. Suç işlendikten sonra da soruşturmanın etkin bir şekilde yürümesi gerekir. Bu kollukla, savcılığın çok iyi bir ilişki içerisinde sürdürmesi, delilleri maddi gerçekliği toplaması lazım. Kişiler serbest kaldıktan sonra delillerin, görüntülerin ortaya çıkması toplumu rahatsız ediyor. Soruşturma aşamasında bu görüntülerin elde edilebilmesi, delillerin elimde edilebilmesi konusundaki soruşturmanın daha etkili olması için neler yapılabilir. Seçim beyannamesinde adli kollukla ilgili düşünce vardı. Bu konu tartışılabilir. Kovuşturma açısından delillerin takdiri önemli.
"Uzun duruşma aralıkları değil; duruşmanın tekliği esastır"
Kişinin işlediği suçun karşılığı alması önemli. Cezaevinde infaz sistemi caydırıcılık ve ıslaha yönelik olması lazım. Islaha yönelik çok önemli çalışmalarımız var. Tahliye olan kişilerin suç işlememesi için meslek edindirme gibi kursların yoğunluğu içinde olacağız. Hukuk alanında vatandaşlarımızın özellikle uzun süren yargılardan bir daha şikayet olmaması lazım. Şu anda 25 bin hakim ve savcımız var. İlk derece istinaf ve Yargıtay olarak üç dereceli sistemimiz var. Hakim ve savcılarımızın dosyaları incelerken, özellikle uzun süren duruşmalar, uzun duruşma aralıkları değil; duruşmanın tekliği esastır.
"Hızlı bir şekilde soruşturma ve kovuşturmada karar bağlanması gerekiyor"
Duruşma başlar ve karar verinceye kadar sürer. Ama zorunlu sebeplerle Adli Tıp, bilirkişi raporunun beklenmesi gibi ileriye atıldığını görüyoruz. O zaman bu süreçleri kısaltmamız lazım. Yani mahkemelerin, bilirkişi raporlarının süresinde verilmesi ve hızlı bir şekilde soruşturma ve kovuşturmada karar bağlanması gerekiyor.
"Cumhurbaşkanımız Yargı Reformu Strateji Belgeamuoyunda paylaşacak"
Yargı Reformu Strateji Belgemizin başlığı olacak; hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir. Hem ceza adaleti bakımından suçun önlenmesi, suçun cezalandırılması, hak ettiği yaptırımın verilmesi ve bir daha suç işlemeyecek noktaya getirilmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün istişarelerden sonra kamuoyunda paylaşacak.
"Cezaevi dolu' diye tutuklamamak olmaz"
Cezaevlerinin doluluk oranlarıyla ilgili 'cezaevi dolu' diye bir suçlunun cezaevinin alınmaması söz konusu olamaz. Onun tedbirini devlet alır. Doluluk oranı mazeretimiz olamaz. Bu konudaki çalışmaları hızlı bir şekilde sonuçlandırıyoruz. Bir suç işlenmişse, tutuklamayı gerektiriyorsa hakim cezaevi dolu diye bırakmaz. Ceza İnfaz Kanunu'nun 108. maddesi tıbbi tedaviye karar verme yetkisi var. Mevzuatımız buna uygun. Uygulamayı geliştirecek şekilde mevzuatta düzenleme yapılabilir."