Derbinin hikâyesini solaklar yazacak!

Dünya üzerinde her 10 insandan sadece biri solak... Ancak bu solakların siyaset tarihi, sanat ya da spordaki etkinliğinin yüzde 10’un üzerinde olduğunu söyleyen bilimsel araştırmalar çok. Aristo solaktı; Tesla, Mozart ve Van Gogh solaklardı. Barack Obama ve David Cameron solak. Sporda zaten Rafael Nadal’dan Maradona’ya, Messi’den Phil Jackson’a birçok tarih yazıcı solak var. Ben de o yüzde onluk azınlıktanım. Ve bugün de derbinin kaderinde birkaç solakla ilgili kararın kritik önem taşıdığını düşünüyorum. Derbinin önizlemesini, solaklar da dahil üç temel unsur üzerinden yapmaya çalıştım. Hürriyet'ten Uğur Meleke'nin yazısı:

1- OYUN KURULUMU: DJiKU VE DAViNSON

Galatasaray’ın bu sezonki hikayesini Ağustos ve Eylül olarak iki ayrı bölümde ele almak mümkün. 3 Ağustos’ta Beşiktaş, 21-27 Ağustos’taki Young Boys yenilgileri Galatasaray’ı çok hırpaladı. Ancak Eylül’le beraber işler toparlandı, son 3 lig maçında rakip filelere 13 gol gönderdi sarı kırmızılılar.

SANCHEZ'iN VARLIĞI iLE YOKLUĞU GECE iLE GÜNDÜZ GiBi FARKLI

Bu dönüşümde tabii ki birçok faktörün rol oynadığını söyleyebilirsiniz. Yeni transferler Osimhen ve Jacobs takıma katıldılar. Gabriel Sara’nın adaptasyon sıkıntısı aşıldı. Euro 2024 yorgunları Barış ve Abdülkerim grafiklerini yukarı taşıdılar. Ancak ben tüm bu faktörlerin tepesine Davinson Sanchez’i yazarım. Davinson’un varlığıyla yokluğu, geceyle gündüz kadar fark ediyor Galatasaray’da. O varsa takım boyu kısalıyor, savunmayı öne çıkarıyor. Zaten Galatasaray’ın Gaziantep önünde bulduğu 3 golün tamamının karşı presle (kaybedilen toplar sonrası çabuk geri kazanma ile) gelmesi de bunun kanıtı.

SAĞLIKLI DURUMDAKi BiR DJiKU TAKIMIN VAZGEÇiLMEZi

Fenerbahçe’de de esasında benzer bir durum var: Sarı lacivertlilerin Rize ve Alanya maçlarında iki farkı bulduktan sonra üçü arayan, 5’ten sonra dahi önde baskıya giden bir modu var. Ama bir de Göztepe ve Kasımpaşa önünde 2-0’ı bulduktan sonra fişi çektikleri bambaşka bir modları daha söz konusu.

Ben özellikle son iki müsabakada, Alanya ve Kasımpaşa maçları arasında oluşan farkı, stoper seçimine bağlıyorum. Djiku sahadaysa o da Davinson gibi takımının tutkalı. Savunmayı öne çıkaran, hatları bağlayan faktör. Ancak o olmadığında, Kasımpaşa maçında olduğu gibi bağlantı kopuyor, hatlar uzuyor, topu geri kazanma süreleri arşa çıkıyor Fenerbahçe’de. Bence sağlıklı ise Djiku, Fenerbahçe savunmasının vazgeçilmezi.

2- DERBiNiN SOLAKLARI: SARA iRFAN CAN VE DEMiRBAY

Mourinho’nun kafasındaki derbi 11’i aşağı yukarı belli. Bir stoper seçimi dışında bir sürpriz beklemiyor hiç kimse. Ancak Portekizli Hoca’nın sol açık tercihinin derbinin kaderi açısından kritik olduğunu düşünüyorum.

iRFAN CAN TUŞUNA ERKEN BASABiLiR

St.Maximin şüphesiz ki özel bir oyuncu. İyi gününde tek başına maç kazandırabilir. Ki Kasımpaşa maçı öyle bir gündü. Ancak bazen lüzumundan fazla topu ayağında tuttuğu ve savunma yardımının kısıtlı olduğu da bir gerçek. Mourinho bu maça da büyük bir ihtimalle Maximin’le başlayacak ama Galatasaray, ev sahibinin solunu çok zorlarsa, Portekizli Hoca İrfan Can tuşuna beklenenden erken basabilir. Aşağıda değerli arkadaşım Kerim Beşer’den aldığım, Mourinho’lu Fenerbahçe’nin gerileyen bazı istatistikleri var.

SOL AÇIKTA SARA CiDDi BiR SEÇENEK

Aynen Fenerbahçe gibi, Galatasaray’da da kanatlar için farklı adaylar söz konusu. Barış’ın başlayacağı kesin. Ancak genel kanı hocanın diğer kanatta Yunus ve Sallai arasında bir seçim yapacağı yönünde. Bence orada bir alternatif daha var, ki Okan Hoca bunu Antep maçında son 10 dakikada denedi. Kerem Demirbay’ı orta sahada, Gabriel Sara’yı sol açıkta test etti. Bence bu da derbi için ciddi bir seçenek.

3- VE FiNAL: EDiN DZEKO iLE ViCTOR OSiMHEN

Fenerbahçe’de son lig maçında En Nesyri başlayınca, Dzeko’nun ne kadar kritik bir aksam olduğu daha net anlaşıldı. Dzeko, Fenerbahçe’nin sadece forveti değil, aynı zamanda iyi de bir orta saha oyuncusu. Bu sezon özellikle sağa yaklaşıyor, Tadic’le ikili oyunlar yapıyor. Yeni sol bek Jakobs’a Okan Hoca’nın bu konuda bir ön bilgi vereceğini tahmin ediyorum.

ÖN LiBEROSUYLA DA ÖNLEM ALACAKTIR

Dzeko’nun mevkidaşı Osimhen de sadece bir maçlık performansıyla kamuoyunu büyüledi. Zaten hepimiz onun CV’sini ve ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Ancak Rize önünde ne kadar da iyi bir profesyonel olduğunu ve buraya ne kadar hazır geldiğini kanıtladı. Bence Mourinho, bu kadar çok gezen-dolaşan Osimhen’e stoperleriyle değil ön liberosuyla da önlem alacaktır. İlk pas bağlantısını kesmeye çalışacaktır. Orada da İsmail Yüksek faktörü devreye giriyor zaten.