İyi olmanın üç hali!

Sağlıklı yaşamın sırrı, nefes ve zihni de en az beden kadar önemsemek, dikkate almak, gözetmek ve onarmaktır. Bu bütünsel anlayışa göre, bedenimize koyduğumuz yara bantlarından biraz zihnimize de koymamız, sürdüğümüz nemlendiricilerden biraz nefesimize de sürmemiz gerek. İşte; iyi olmak ve iyi kalmak için üçü bir arada bir öneri.

İyi olmanın üç hali!

MELİSA ÖZÇAKIR

İyi olma hali nedir? Hepimiz için tanımı farklıdır şüphesiz. En iyi insan kendisi bilir ne zaman iyi olup olmadığını. Çünkü insan sadece mantıksal değil aynı zamanda duygusal bir varlıktır ve doğası gereği, yaşamda aradığı anlamı şikayetten, zorluktan, kızgınlıktan çok; memnuniyette, rahatlıkta, coşkuda bulmaya daha yatkındır.

Sağlıklı yaşamın sırrı, nefes ve zihni de en az beden kadar önemsemek, dikkate almak, gözetmek ve onarmaktır. Bu bütünsel anlayışa göre, bedenimize koyduğumuz yara bantlarından biraz zihnimize de koymamız, sürdüğümüz nemlendiricilerden biraz nefesimize de sürmemiz gerek.

İşte; iyi olmak ve iyi kalmak için üçü bir arada bir öneri.  

1 – Nefes aldığının farkına var ve nefesi karnına al

Nefes alıp vermek, insanların her gün her an yaptığı ancak genelde farkında olmadığı bir durumdur. Halbuki nefes, insan sağlığının aslında birincil koşulu ve en önemli katmanıdır; kişi ancak ve ancak nefes alıyorsa yaşam vardır. İnsan, kendi nefesidir. Nefesini farkında alan bir insan, kendini ve yaşamı daha farkında olarak deneyimler. Farkında olarak aldığı nefes onu doğal olarak dengeler ve kendi yaşamının merkezine yaklaştırır. 

Nefesi farkında almak kişiye türlü beceriler katar. Bunlardan en önemlileri yaşamı daha geniş bir yerden yaşamak, kendi duygu durumlarını, davranış ve tepkilerini izleyebilmek, ve düşüncelerini seçebilmek becerileridir. 

Neden? Çünkü nefes, beden ile zihin arasındaki bağdır ve nefes farkındalığı, beraberinde beden ve zihin farkındalığı da getirir. 

Peki doğru nefes gerçekten de göğse alınan nefes midir? Hayır. 

Çoğu kadim uygarlıkta ruh olarak da tanımlanan nefes, aslında göğse değil de karna alındığında en iyi halindedir, tıpkı uykuda bilinçsizce yaptığımız gibi. Nefes göğse alındığında bedenin en üstünde sıkışıp kalır. Karna alındığında ise tüm bedene en orta noktasından eşit yayılır ve ancak o zaman sunabilir tüm fizyolojik ve psikolojik faydasını.

Nefesin durumu, yani hızı, rotası, alma verme dengesi; sinir sistemimizin durumunu bire bir etkiler. Nefes ne kadar sakinse, sinir sistemi o kadar sakindir. Nefes hızlıysa sinir sistemi de alarmdadır. 

 

2 – Bedenini temiz ve dinç tut

Neden ne yersek oyuz? Çünkü mide-bağırsak kanalımız beynimizle yakinen bağlantıda çalışır ve bağırsaklarımız ikinci beynimizdir. Midemizdeki gıdaların içeriği bu yüzden düşünce, davranış ve duygularımızın içeriğini etkiler. 

Temiz, olabildiğince doğal, dengeli ve bilinçli seçilen bir beslenme, duygu ve düşünce kalitesini de olumlu yönde etkiler ve beden-zihin sağlığına eş zamanlı katkıda bulunur. 

Yine de, temiz bir beden için sadece temiz gıdalar yemek yeterli olamayabilir. Çünkü bedenimiz için, kullandığımız deodorant, güneş kremi, şampuan, çamaşır suyu gibi türlü temizlik ve bakım ürünü de birer gıdadır. Sağlığı bütünsel olarak ele alırken, bedenimiz için gıda sayılabilecek her türlü içeriğin de temiz olması eşit önemdedir.

Sağlıklı bir beden sadece temiz değil, aynı zamanda dinç bedendir. Güçlü ve sağlıklı olması için bedenini düzenli hareket ettir, esnet, ve iyi dinlendir. 

Bunların üçünü bir arada bulunduran tek fiziksel aktivite Asana’lar, yani yoga (Türkçe’si bütünlük) duruşlarıdır. Asanaları diğer her türlü fiziksel aktivite ve spor dalından ayıran en önemli ve özel şey, farklı duruşlar sırasında farklı salgı bezlerimizin aktive olmasıdır. Asana uygulamaları sırasında kaslar hareket eder, iç beden esner, sinir sistemi dinlenir.

3 – Zihnini sıkça “şimdi”ye getir 

Bedeniniz her zaman ve sadece şimdideyken zihniniz en çok hangi zaman diliminde?

Dengeli bir beden-zihin sağlığının en belirleyici yanı zihnin en çok hangi zaman diliminde yaşadığıdır. Beden ile zihnin dengede olması için, zihnin en çok şimdide yaşaması gerekir.

En çok geçmişte yaşayan bir zihin, bunalır. 

En çok gelecekte yaşayan bir zihin, endişelidir.

En çok şimdide yaşayan bir zihin ise berraktır, daha açıktır, hafiftir. Bedenin o an bulunduğu sahne ile ilgileniyordur ve ancak o zaman beden ve zihin birlikte çok daha verimli çalışabilir. 

Şimdide olmak, geçmişi ve geleceği görmezden gelmek demek değildir. Sağlıklı zihin, tüm zaman dilimlerini gereğince kapsayabilen ve yine de en çok şimdi ile ilgilenen zihindir. 

Şimdi’nin önemi, tüm zaman dilimleri arasındaki denge noktası olmasıdır -insanın gücü o yüzden sadece şimdide yatar. Şimdi, tüm zamanlar arasında en gerçek ve tek somut zamandır. 

Zihnini sıkça şimdiye getir, çünkü bedenin ve zihnin ne kadar dengedeyse, sağlığın o kadar yerindedir.