Teşekkürler Bizim Çocuklar! Grazie Vincenzo Montella!

Türkiye gurur duyulacak bir oyunla rakibini evinde devirirken grubunda liderliğini korudu. Galler ve Karadağ maçlarından da istediği sonucu alıp kendini A Grubu'na atacaktır. Siz inandınız biz de inanıyoruz!

Teşekkürler Bizim Çocuklar! Grazie Vincenzo Montella!

MURAT TOKAY

Türkiye’nin İzlanda karşısında maçın hemen başında mağlup duruma düşmesine rağmen dört gollü galibiyetinin altında yatan temel motivasyon takımın kendine olan inancıydı.

Karşısındaki rakipten daha iyi ve kaliteli bir takım olduğuna inanmış bir oyuncu grubu vardı sahada.

Bunu kötü zemin ve olumsuz hava şartlarına rağmen baskın bir oyun oynayarak gösterdiler, hem de skoru almasını bildiler.

İzlanda karşısında deplasmanda alınan 4-2’lik skor, küçümsenecek bir sonuç değil.

Millilerimiz bu maça kadar, 13'ü resmi biri özel olmak üzere İzlanda ile yaptıkları 14 maçta 8 kez sahadan yenilgiyle ayrılmıştı. Ay-yıldızlı ekip sadece 3 karşılaşmada rakibine üstünlük sağlayabilmişti.

A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, Karadağ maçınının 11’inden farklı olarak (Mert Müldür ve Yunus Akgün yedekte bekledi. Barış Alper kart cezalısıydı) Zeki Çelik, İrfancan Kahveci ve Kenan Yıldız’la maça başladı.

Önde baskı kurup gol ararken 3. dakikada İzlanda Oskarsson'un kontra atak golüyle öne geçti: 1-0. Orta saha çizgisine kadar çıkan Abdülkerim Bardakçı hızla depara kalkan rakibine karşılık veremedi. Maalesef iki stoperimiz Merih ve Abdülkerim’de geniş alanda hızlı rakipler karşısında ağır kalıyorlar.  

Hakan Çalhanoğlu’nun liderliğinde milli takım, moral bozmadan oyununa devam etti. 

İlk yarıda şutlarla rakip kaleyi yoklarken golü bulamadık.

Şu istatistik önemli: İlk yarı %68 topla oynama, 5'i isabetli 11 şut, 21 rakip ceza sahasında topla buluşma...

İkinci yarıya da tıpkı ilk yirmi dakikada olduğu gibi hızlı başladık. Kenan Yıldız topu her ayağına aldığında etkili oldu. Milli takımdaki en verimli maçlarından birini oynadı. Gol atamasa da maçın yıldızlarındandı. 13 çalım girişiminden 8’inde başarılıydı.

Fenerbahçe’de yeterli süreyi alamayan İrfan Can Kahveci klasına yakışan muazzam bir golle kilidi açarken hocası Mourinho’ya da selam yollamış oldu.  

Maçın yıldızlarından biri de Hakan Çalhanoğlu’ydu, sahada basmadık yer bırakmadı. Liderlik yaptı.

İlk attığı penaltı golü -ayağı kayıp topa iki kez dokunduğu için- iptal edilse de ikinci penaltıda da sorumluluk alıp topun başına geçti ve golünü attı.

İzlanda ile İzmir’de oynadığımız maçta hat-trick yapan Kerem Aktürkoğlu bu maçı da boş geçmedi. Hem önde baskıyla kaleciden kaptığı topla Arda Güler’e gol attırdı hem de 90+5’de İrfan Can’ın golüne nazire yaparcasına uzaktan harika bir şutla gol attı.

Takımda herkes görevini yaparken Ferdi Kadıoğlu bildiğimiz formundan uzaktı. Zeki Çelik de ceza sahasındaki topla buluşmalarında etkisizdi.

İyi oyunculardan kurulu bir takımız.

Hem saha içinde hem de saha dışında bu takım duruşunu gördük.

Bu kimyayı sağlayan Montella’ya teşekkür etmeyi de ihmal etmeyelim.

İzlanda karşısında alınan bu tarihi galibiyetle övünürken Montella şu cümleleri kurdu:

Bu performanstan sonra gururlu olduğumu söyleyebilirim, muazzam performans gösteren oyuncularımla inanılmaz gurur duyuyorum. Kötü zemin ve kötü başlangıç olmasına rağmen maça istediğimiz performansı koyduk. İzlanda Milli Takımı son Karadağ maçında sadece kalesinde 10 şut gördü, Galler’e karşı 8 şut gördü. Biz tek maçta 24 şut attık.”

Türkiye gurur duyulacak bir oyunla rakibini evinde devirirken grubunda liderliğini korudu. Galler ve Karadağ maçlarından da istediği sonuçları alacak kendini A Grubuna atacaktır.

Siz inandınız biz de inanıyoruz!

MAÇIN YILDIZI

Kerem Aktürkoğlu

Kenan Yıldız

MAÇIN KIRILMA ANI

Merih Demiral'ın maç 1-2 iken 76. dakikada topu çizgiden çıkardığı an