Küresel piyasalar yeni haftaya karışık seyirle başladı
Küresel piyasalarda dalgalı seyir sürerken, yeni haftada ABD'de açıklanacak şirket finansal sonuçları, Avro Bölgesi ve İngiltere'de enflasyon, yurt içinde TCMB'nin faiz kararı başta olmak üzere yoğun veri gündemi takip edilecek.
Geçen haftaya sakin başlayan ve ABD'de beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verilerinin ardından oynaklığın arttığı pay piyasalarında, açıklanan veriler ve merkez bankası yetkililerinin sözle yönlendirmeleri, şahin para politikalarının gelecek dönemde de süreceği beklentilerini güçlendirdi.
Bu durum küresel çapta resesyon endişelerini tetiklerken, İngiltere öncülüğünde tahvil piyasasında yaşanan hareketlilik de yakından takip edildi. Bu gelişmelerle geçen hafta tahvil piyasasında çıkışlar hızlandı, pay piyasaları da dalgalı seyretti. Dolara olan talep ise gücünü korudu.
Halihazırda para piyasalarında Fed'in kasım ve aralık aylarında 75 baz puanlık faiz artırımına gideceği öngörülüyor. Geçen hafta cuma günü açıklamalarda bulunan San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ve St. Louis Fed Başkanı James Bullard da yıl sonunda politika faizinin yüzde 4,5-5 bandında olması gerektiğini savundu.
Bu gelişmelerle düşük risk iştahı temasının yeni haftaya da taşındığı görülürken, hafta genelinde ABD'de yoğunlaşacak 3. çeyrek şirket finansal sonuçları ve sanayi üretimi, Avro Bölgesi ve İngiltere'de enflasyon, Çin'de büyüme ve yurt içinde TCMB'nin faiz kararı takip edilecek. Yurt içinde ayrıca bu hafta başlayacak şirket finansal sonuçları da yatırımcıların odağında olacak.
Makroekonomi tarafında cuma günü ABD'de açıklanan verilere göre, perakende satışlar eylülde değişim göstermezken, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi ekimde 59,8 ile beklentileri aştı. Öte yandan veri detayları, tüketicilerin kısa vadeli medyan enflasyon beklentisinin yüzde 4,7'den yüzde 5,1'e yükseldiğini ortaya koydu. ABD'nin önde gelen bankalarından JPMorgan Chase, Morgan Stanley, Citigroup ve Wells Fargo'nun üçüncü çeyrekte elde ettiği net kar da yıllık bazda düşüş kaydetti.
Bu gelişmelerle New York borsasında endeksler cuma günü ortalama yüzde 2,3 değer kaybederken, haftalık bazda Dow Jones endeksi yüzde 1,15 yükseldi, S&P 500 endeksi yüzde 1,55 ve Nasdaq endeksi yüzde 3,11 geriledi. Geçen hafta yüzde 4,07 ile Ekim 2008'den bu yana en yüksek seviyeyi test eden ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi, yüzde 4'ün hemen altında dengelendi. Geçen hafta yüzde 0,5 artışla 113,3'ten kapanan dolar endeksi, yeni haftanın başlangıcında 112,9'a geriledi. ABD'nin endeks vadeli kontratları ise yeni haftaya alıcılı başladı.
Avrupa tarafında Ukrayna'nın başkenti Kiev'de patlama seslerinin duyulması ile jeopolitik riskler gündemin üst sıralarına yerleşirken, İngiltere'de ekonomi yetkililerinin açıklamaları yatırımcıların odağında kalmaya devam ediyor. Geçen hafta cuma günü İngiltere'de Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng'in görevden alınarak yerine Jeremy Hunt'ın getirilmesinin ardından, İngiltere Başbakanı Liz Truss önceki hükümet tarafından planlanan 2023'te kurumlar vergisini yüzde 19'dan yüzde 25'e çıkaran artışın kalacağını bildirdi. Öte yandan İngiltere Merkez Bankası (BoE) da günlük tahvil alımlarını uzatmayarak cuma günü sonlandırdı.
Mali politikalar ile para politikalarına ilişkin güven vermeyen gelişmelerle İngiltere'de uzun vadeli tahvil faizleri yeniden yükselişe geçti. Geçen hafta yüzde 4,63'le 14 yılın zirvesini gören ve sonrasında yüzde 4'e kadar gerileyen İngiltere'nin uzun vadeli tahvil faizleri, yeniden yüzde 4,36'ya çıktı.
Bu gelişmelerle Avrupa borsalarında cuma günü alıcılı bir seyir izlenirken, haftalık bazda Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,34 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,11 yükseldi, İngiltere'de FTSE 100 endeksi ise yüzde 1,89 değer kaybetti. Avro/dolar paritesi geçen hafta 0,96-0,98 bandında hareket etmesinin ardından yeni haftanın açılışında 0,9750'de dengelendi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar ise yeni haftaya alıcılı başladı.
Asya tarafında Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) dün başlayan 20. Ulusal Kongresi kapsamında ÇKP Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı Şi Cinping'in açıklamaları takip edildi. Kongrenin açılışında konuşan Şi, ülkede sıkıntıların sürdüğü gayrimenkul sektörüne ve yeni tip koronavirüs salgını kapsamında uygulanan tartışmalı "sıfır vaka" politikasına dair bir sinyal vermedi. Şi'nin konuşmasında, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'ın ana karayla birleşmesini tamamlama sözünü vermesi ise jeopolitik riskleri gündemde tuttu.
Öte yandan bugün açıklanan verilere göre, Japonya'da temmuzda yüzde 2,7 yükselen sanayi üretimi ağustosta yüzde 3,4 artış kaydetti. Çin Merkez Bankası da bir yıl vadeli Orta Vadeli Kredi Kolaylığı faiz oranını değiştirmedi. Dolar/yen paritesinin 148,9 ile son 32 yılın en yüksek seviyesini görmesine karşın ekonomi yetkililerinden gevşek para politikasının sürdürülmesi sinyali gelmeye devam ederken, döviz kurlarına ikinci bir doğrudan döviz müdahalesi beklentisi de arttı.
Bu gelişmelerle yeni hafta Asya borsaları tarafında karışık seyirle başladı. Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,2 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,5 gerilerken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,3 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,2 yükseldi.
Öte yandan artan resesyon kaygıları ile geçen hafta yüzde 7,2 değer kaybeden Brent petrolün varil fiyatı, bugün yüzde 0,7'lik artışla 91,3 dolardan işlem görüyor.
Yurt içinde, cuma günü yükseliş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, yüzde 2,07 değer kazanarak 3.626,96 puan ile tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Endeksin haftalık bazdaki kazancı ise yüzde 1,66 oldu. Dolar/TL, geçen haftayı 18,5816 ile yatay tamamlamasının ardından yeni haftaya da bankalararası piyasanın açılışında 18,5860'tan başladı.
Analistler, enflasyonist beklentilerdeki yükseliş ve resesyon kaygılarının yatırımcı fiyatlamalarına yön veren temel faktörler olarak kalmaya devam ettiğini söyledi.
Merkez bankaları yetkililerinin açıklamaları ve jeopolitik gerilimlere ilişkin haber akışının yakından izlenmeye devam edileceğini aktaran analistler, ABD'de yoğunlaşan ve yurt içinde başlayacak şirket finansal sonuçlarının da hisse ve sektör bazlı hareketliliği artırabileceğine işaret etti.
Analistler, bugünün veri gündeminin nispeten sakin olduğunu belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 3.500 puanın destek, 3.690 seviyesinin direnç konumunda bulunduğunu bildirdi.