Pelicot davası: İnternet aşırı pornoyu nasıl normalleştirdi?

Fransa’da görülen Pelicot davası, internetin aşırı pornografiyle şiddeti nasıl normalleştirdiğini ve toplumda cinsel tutumları nasıl şekillendirdiğini tartışmaya açtı.

Pelicot davası: İnternet aşırı pornoyu nasıl normalleştirdi?

Fransa’da sona eren Pelicot tecavüz davası, internetin cinsel tutumları özellikle de aşırı pornografi ve şiddet içerikli fantezilerin normalleşmesi üzerindeki etkisini gözler önüne serdi. Dominique Pelicot, eşini uyuşturarak yabancılarla rızasız şekilde birlikte olmalarını organize ettiği korkunç bir suç zinciri oluşturdu.

Mahkemede ortaya çıkan detaylar

Gisèle Pelicot, 10 yıl boyunca farkında olmadan eşi tarafından uyuşturularak bu korkunç suçlara maruz kaldı. Dominique Pelicot, eşinin bilincini kaybettiği anları videoya çekerek internetteki karanlık platformlarda tanıştığı kişilere paylaştı ve onlarla buluşmalar organize etti. Mahkemede suçlanan 50 erkek, yaşları ve meslekleri farklı olsa da aynı korkutucu ortak paydayı paylaştı: Bir kadının rızası olmadan cinsel şiddete katılma.

BBC'de yer alan Louise Chunn imzalı haber analize göre duruşma boyunca ortaya çıkan detaylar, internetin sadece bu olayda bir aracı değil, aynı zamanda şiddet ve dominasyon fantezilerini yaymak için bir katalizör olduğunu gösterdi.

Gisèle Pelicot, 10 yıl boyunca farkında olmadan eşi tarafından uyuşturularak korkunç suçlara maruz kaldı. Pelicot kararların açıklanmasından sonra "hikayeleri gölgelerin altında kalan, tanınmayan kurbanları düşünmek istediğini" söyledi.

İnternet normları nasıl değiştirdi?

İnternetin sağladığı anonim ortam, bu tür şiddet içerikli fantezilerin gerçekleşmesini kolaylaştırdı. Gisèle Pelicot'nun avukatlarından biri, kullanılan internet platformunu bir “cinayet silahı”na benzeterek, bu site olmadan bu denli yaygın bir suç ağının mümkün olmayacağını belirtti. Dava ayrıca, rıza kavramının belirsizliğine dikkat çekti. Bazı sanıklar, Gisèle Pelicot'nun rıza gösterdiğine ya da bir seks oyununun parçası olduklarına inandıklarını ifade etti. Ancak uzmanlar, bu tür durumlarda kadının nesneleştirilmesinin, rıza kavramını tamamen ortadan kaldırabileceğini vurguladı.

Fransa’da eşi Gisèle’i uyutarak tecavüz eden ve onlarca erkeğin de tecavüz etmesini sağlayan Dominique Pelicot 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Davada yargılanan 50 sanıktan 46’sı tecavüz, 2’si tecavüze teşebbüs ve 2’si cinsel saldırı suçundan ceza aldı.

Pornografi ve toplumsal tutum

Dava, internet çağında pornografinin etkilerini de tartışmaya açtı. Artık sadece belirli gruplara değil, genis çapta erişim sağlayan pornografi siteleri, cinsel şiddeti ve dominasyonu normalleştiriyor. Bazı uzmanlar, bu durumun özellikle genç erkeklerin cinsel tutumları üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirtiyor.

Bir araştırmaya göre, Birleşik Krallık’taki 25-49 yaş aralığındaki her 10 kişiden biri haftanın çoğu günü porno izliyor. Çoğu erkeğin pornodan etkilenerek cinsel beklentilerıni değiştirdiği belirtiliyor. Bu değişim, özellikle genç kadınların, erkeklerin cinsel tercihlerini benimsemeye zorlandıkları hissini ortaya çıkarıyor.

Porno gerçekten tavırları şekillendiriyor mu?

Ergenliğe erişmeden önce cep telefonlarından düzenli şekilde porno izleyen çocuklar, kaçınılmaz olarak 20. yüzyıl Playboy'undan tahrik olanlara kıyasla daha farklı cinsel beklentilerle büyüyor.

Doğrudan bir bağlantı kurulamasa da, pornografinin kullanımı ve kadınlara karşı zararlı cinsel tavırlar arasında ilişki bulunduğuna dair önemli ölçüde kanıt var.

Covid-19 pandemisinden önce hükümetin yaptığı bir araştırma şöyle diyordu:

"Pornografinin kullanımı ile porno filmlerde görülen cinsel eylemlere girişmeyi arzulama ihtimalinin artması arasında bağlantı olduğuna dair kanıt var. Ayrıca, kadınların bu belirli cinsel eylemlere girişmeyi istediğine inanma ihtimalinin artmasında da."

Bu cinsel eylemler arasında, yüz tokatlama, boğaz sıkma, boğma ve tükürme gibi saldırgan ve domine edici olanlar da var.

Daisy "Boğaz sıkma, boyundan öpme gibi normalleşmiş, rutin, beklenen bir hale geldi. En başından partnerime boğaz sıkmayı sevmediğimi söyledim ve sorun etmedi" diyor.

Ancak bütün kadınların karşı çıkmadığına inanıyor.

"Deneyimlere göre erkeklerin çoğu kadının yatak odasında dominant olmasını istemiyor. Orada gücü ellerine almak istiyorlar."

Daisy'den 40 yaş daha büyük Suzanne Noble, kendi cinsel maceralarını yazdı, şu anda bir internet sitesi ve "İleri Yaştakiler İçin Seks Öğütleri" adlı bir podcastı var.

Tecavüz fantezilerini tasvir eden pornoya erişimin, kökünü şiddetten alan bir eylemi normalleştirdiğine ve tecavüzü kadınların istediği bir eylemmiş gibi gösterdiğine inanıyor.

"Sahte tecavüzü içeren bir fanteziyi canlandırmakla, hiç rıza bulunmayan versiyonu arasındaki fark konusunda yeterli eğitim yok" diyor.

Küçük ilanlardan gerçek yaşama

İnternet bir yandan pornoyu arka sokaklardan yatak odalarına kadar getirirken, aynı zamanda gerçek yaşamdaki çeşitli cinsel etkinliklere erişimi de kolaylaştırdı.

Daha önce, örneğin S&M (sadomazoşizm) meraklıları "temas" dergilerinin arkasındaki küçük ilanlar yoluyla birbirleriyle bağlantı kurulabiliyordu.

Ev adresi değil, posta kutuları üzerinden mektuplaşılıyordu. Cinsel birliktelik için çok yavaş ve zahmetli bir yoldu. Şimdi bu gruplarla internette temas etmek ve daha sonra yüz yüze buluşma ayarlamak çok daha kolay.

İngiltere'de aşkı ve ilişkiyi çöpçatanlık uygulamaları üzerinden bulmaya çalışmak ana akım bir eğilim oldu.

Belirli cinsel fantazileri denemek isteyen insanlar için de işler kolaylaştı. Feeld gibi "mevcut cinsel kurallar dışındaki arzularını" keşfetmek isteyenler için tasarlanmış çok sayıda uygulama var.

Uygulamada 31 farklı arzu sıralanıyor. Bunlar arasında poliamori (birden fazla insanla aynı anda romantik bir ilişki sürdürme), bağlama ve itaat de var.

Albertina Fisher, internet üzerinden psikoseksüel terapistlik yapıyor ve işi gereği danışanlarıyla cinsel fantezileri hakkında konuşuyor.

Fisher "Cinsel fantezilerinizin olmasında sorun yok. Fark fantezinin, rızaya dayalı olmayan bir davranışa dönüşmesi" diyor.

Toplumda derin sorular

Pelicot davası, erkek arzularının doğası, cinsel tutumlar ve rıza kavramı üzerine derin sorular bıraktı. Davanın sonunda adalet yerini bulsa da, bu tür olayların tekrarını önlemek için daha fazla farkındalık yaratılması ve tartışma yürütülmesi gerektiği aşikâr.

Bu dava, sadece Fransa’yı değil, bütün bir toplumun internetin cinsel şiddeti normalleştirme potansiyeline karşı daha dikkatli olması gerektiğini ortaya koydu.

KAYNAK: BBC Türkçe (yazının tamamı okumak için tıklayınız)