Sabahattin Ali cinayetini aydınlatan roman!
Gazeteci-yazar Gökçer Tahincioğlu’nun “Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm” romanında, cinayetle ilgili iddiaları aydınlatabilecek nitelikte daha önce yayımlanmamış belgelere yer verildi. Romanda yer alan fişleme belgeleri, Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü güne kadar adım adım takip edildiğini ortaya koyuyor.
1948’de, cumhuriyet tarihinin en karanlık cinayetlerinden birine kurban giden yazar Sabahattin Ali’nin öldürülmeden önce adım adım izlendiğini ortaya koyan belgeler gün ışığına çıktı.
Gazeteci-yazar Gökçer Tahincioğlu’nun 8 Eylül’de çıkan, “Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm” romanında yer alan fişleme belgeleri, Sabahattin Ali’nin ölümünden çok önceden başlayarak takip edildiğini, her adımının izlendiğini, görüştüğü herkesin isim isim bilindiğini açığa çıkarttı.
Kurmaca bir hikâyeden gerçek belgelere uzanan romanda yer verilen fişleme belgelerinin, Sabahattin Ali’nin ölümünden sonra düzenlenerek yetkili makamlara bilgi amaçlı gönderildiği anlaşıldı. Romanda yer alan emniyet sorgu tutanakları da Sabahattin Ali’nin öldürülmesiyle sonlanan yolculuktaki kamyon şoförünün konuşmaması için tehdit edildiğini, ünlü yazarın öldürüldüğünün devlet tarafından ilk andan itibaren bilindiğini gösteriyor. Resmi kayıtlarda ise devletin cinayeti aylar sonra, sınırda insan kaçakçılığı yapan Ali Ertekin’in Sabahattin Ali’yi öldürdüğünü söylemesiyle öğrendiği bilgisi yer alıyordu.
Katili 2 yıl ceza aldı
T24’teki habere göre; yazar Sabahattin Ali, 1948’de, sınırdan kaçmak isterken öldürüldü. Cinayet, resmi kayıtlara göre aylar sonra açığa çıkarttı. Ali Ertekin adlı ordudan atılan, daha önce de sınırdan Bulgaristan’a insan kaçırdığı anlaşılan kişi, Sabahattin Ali’nin ortadan kaybolmasından aylar sonra emniyete giderek, ünlü yazarı öldürdüğünü söyledi. Ertekin, Sabahattin Ali’yle, kendisini Bulgaristan sınırından geçirmek için para karşılığı anlaştığını ancak komünist fikirlerini ve ülkeyi bölme arzusunu söylemesi üzerine millî hislerinin galeyana gelmesi nedeniyle cinayeti işlediğini anlattı. Ertekin, yargılama sonrasında sadece dört yıl hapse mahkûm edildi ve iki yıl cezaevinde yattıktan sonra serbest bırakıldı.
Gazeteci-yazar Gökçer Tahincioğlu’nun, “Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm” adlı romanında yer alan fişleme belgeleri, Ali’nin öldürüldüğü güne kadar emniyet ve MİT tarafından adım adım takip edildiğini ortaya koyuyor. romanında, bu tartışmalara son verebilecek, cinayetle ilgili iddiaları aydınlatabilecek nitelikte daha önce yayımlanmamış belgelere yer verildi.
Kurmaca ile gerçeğin buluştuğu romanda yer alan “fişleme belgeleri”, Sabahattin Ali’nin öldürüldüğü güne kadar emniyet ve MİT tarafından adım adım takip edildiğini ortaya koyuyor. Ali’nin ölümünden sonra hazırlanarak yetkili makamlara sunulan fişleme belgeleri ünlü yazarın her adımının bilindiğini gösteriyor.
Romanda yer alan belgeler, Sabahattin Ali ve Ali Ertekin’i sınıra kadar götüren kamyonun şoförünün de cinayetten hemen sonra takibe alındığını ve konuşmaması için uyarıldığını da gösteriyor.