Yapay zekâ trenine binebilirsek orta gelir tuzağından çıkabiliriz

Türkiye’de genç yöneticilerin odağında sürdürülebilirlik ve yapay zekâ var. GİYAD Başkanı Mustafa Özer, yapay zekânın her işe bir şekilde dahil olacağını anlatarak, “Yapay zekâ devrimini hala yakalayabiliriz. O trene binebilirsek gençler Türkiye ekonomisinin kaderini değiştirebilir. Yeter ki doğru bir strateji ile bu işi odağımıza alalım” dedi.

Yapay zekâ trenine binebilirsek orta gelir tuzağından çıkabiliriz

Türkiye’nin yorucu bir gündemi var; genç iş insanları da enflasyon muhasebesi gibi iki ileri bir geri gidilen konuları tartışı­yor ama onların ana odağı ya­pay zekâ ve dijitalleşme.

Dünya'ya konuşan Genç Yönetici ve İş İnsan­ları Derneği, GİYAD Başkanı Mustafa Özer, geleceğin ko­nularına; yapay zekâ ve diji­talleşmeye odaklandıkları­nı, diğer odaklarının sürdü­rülebilirlik olduğunu anlattı. GİYAD Başkanı Özer, aslın­da yapay zekânın da bir sür­dürülebilirlik projesi olarak ele alınması gerektiğini düşü­nüyor. “Oyun değişiyor.

Giri­şimciler oyun değişirken çı­kan fırsatları yeni iş alanları olarak ortaya koyuyor. Ancak mevcutta da var olan her ne iş olursa olsun, herkesin kendi­sine yapay zekâyı işinde, han­gi alanda nasıl kullanabilece­ğini sorması, bu konuda çalış­ması gerekiyor” diyen Özer, geleceğe taşınacak sürdürü­lebilir iş modellerinin içinde mutlaka yapay zekânın olaca­ğını vurguladı.

GİYAD Başkanı Özer, Tür­kiye’yi dijital dönüşümde bir sonraki aşamaya geçirmek ve yapay zekâ devrimini yakala­mak için önümüzde ciddi bir fırsat olduğuna inanıyor. Bu­nun için ise harekete geçmek şart. Özer, “Dijitalleşmede ilerlemek için bu alanı anla­yan genç iş insanlarına daha çok söz verilmeli, bu alanda­ki işletmeleri daha çok din­lemek gerek.

Genç bir top­lumuz, değişimi yakalayıp buna öncülük edecek ekip biz­leriz. Gençlerin bakış açısı­na da mutlaka yer verilmeli. Bu alanda önümüzde çok fır­sat var, yapay zekâ trenini ka­çırmayabiliriz. Bunu yapabi­lirsek orta gelir tuzağından çıkabiliriz. Gençler Türkiye ekonomisinin kaderini değiş­tirebilir” dedi. Özer bu nokta­da özellikle üniversite eğiti­minin çağın gereksinimlerini yakalaması gerektiğinin altı­nı çizdi.

Yapay zekâ laboratuvarı

Peki GİYAD yapay zekâ ile ilgili neler yapıyor? Dernek bu alanda işin geleceğini masa­ya yatırmak için Yapay Zekâ Zirvesi düzenlemiş. GİYAD’ın bir diğer projesi ise çiftçilere tarımda dijitalleşme alanında verilen eğitimler olmuş. Özer, “Herkesin merak ettiği şey, yapay zekâ nereye gidecek ve işimize nasıl yansıyacak… Bu yıl da bir yapay zekâ laboratu­varı kurmak için çalışma baş­latmış durumdayız. Bir üni­versite ile görüşmelerimiz sü­rüyor” dedi.

“Gençlere umut vermeliyiz”

GİYAD, 1986 yılında kurul­muş, dernek isminde iş adam­ları yerine iş insanları diyen ilk kuruluşlardan biri. Halen 300 üyesi var. Genç girişim­ciler ve ikinci üçüncü nesil ai­le şirketi sahipleri kadar genç profesyonel yöneticilerin de yer aldığı bir dernek. Özer, derneğin vizyonunu “Tür­kiye’de genç neslin geleceğe umutla bakabilmesi için var gücümüzle çalışıyoruz” cüm­lesiyle ortaya koydu. GİYAD olarak üniversitelerin son sı­nıf öğrencilerine girişimcilik eğitimleri verdiklerini anla­tan Özer, yapay zekâ sonrası ihtiyaç duyulacak ara eleman­ların özelliklerinin ne olduğu­na dair bir rapor hazırladıkla­rını da ekledi.

Sanal gözlüklerle yanan ormanlara dikkat çekiliyor

“Göz açıp kapayıncaya kadar” projesini gerçekleştirdiklerini belirten Mustafa Özer, "VR gözlüğü takan, yemyeşil ormanda dolaşırken bir anda yanmış bir ormanda buluyor kendisini. Amacımız yapay zekâ odağında farkındalık yaratmak" diye konuştu.

Yapay zekâlı dezenformasyon kutuplaşmayı artırıyor

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2024 Global Riskler Raporu’na göre yapay zekâ kaynaklı dezenformasyon önümüzdeki iki yıl içinde en büyük küresel tehdit olacak. Avrupa Birliği bu tehdite karşı 2025’te yürürlüğe girmesi planlanan “yapay zekâ yasası” ile teknolojinin getirdiği riskler ve fırsatlar arasında bir denge kurmayı hedefliyor. Mustafa Özer, “Yapay zekâ kaynaklı dezenformasyon ulusal ve küresel güvenlik açısından ciddi riskler barındırıyor. Bu durum, toplumsal kutuplaşmayı ve istikrarsızlığı artırıyor" dedi.